bundan itibaren bazı sorular, bana gelmiş mailler ve benim verdiğim cevaplardır. Dinci özelliği taşıyanalra DİNCİ dedim, diğerlerini ise sadece SORU ile gösterdim.

33- SORU:Farzedelimki evrim var:Neden insan denilen canlida inanc hissi var,inkar var,inanilmaz bir zeka var.Maymuna kadar hersey normal ,bildigimiz hayvan ozelliklerini gosteriyorlar ancak  evrimlesip insan olunca aniden bu tip kavramlar cikiyor.Insan cok guclu ve herseye hukmedebilecek gucte oluyor.Dogada bulunan hersey onun ihtiyaclarini en iyi sekilde karsilayabilecek durumda oluyor.Ornegin ari bali kendisi icin uretmiyor,insan faydalaniyor,agaclar kendi meyveleriyle beslenmiyorlar,biz faydalaniyoruz,dogada ki kimyasallar hepsi bir konuda insanin ihtiyacini karsilamak uzere hazir bekliyorlar,bunlar normal seyler degil.

EVRİMCİ: insanın frontal lobu ve neo-korteksi (bu ikisi de beyinde birer bölgedir) diğer primatlara göre daha çok gelişmiştir. ve nöronlar arasındaki ağ sayısı diğer primatlara göre kat kat fazladır. yoksa insan beyninde yaklaşık 14 milyar, maymununkinde ise 4 milyar hücre vardır. önemli olan, hücre sayısı değil, hücreler arası bağ miktarıdır. bu bağ miktarı ne kadar fazla ise canlı o kadar gelişmiştir, çünkü o kadar daha çok protein ve RNA üretme imkanı bulacaktır. bu ise bellek, düşünce ve öğrenme mekanizmlarının temelidir.

ayrıca, inanç sistemin oluşması da tek başına önemli değil, bunu diğerlerine aktarması ve onların da bunu benimsemesini sağlamak gerekiyor, gırtlak yapısından dolayı öğrendiklerini başkalarına aktarabilen tek canlı ise insandır.

zeka ise, içgüdülerimizi az kullanmamazın bir ürünüdür, canlılar ne kadar çok içgüdü kullanırsa o kadar az zeka kullanırlar. bu ise yukarıda bahsettiğim nöronlar arası bağ sayısyla orantılıdır.

doğada bulunan hiçbirşey insan için yaratılmamıştır, insan aklını kullanarak onlara hükmetmesini bilmiştir(bazen vahşetle). mesela hayvanları keser, arıların yuvasını yagmalayıp, onların kışın larvaları için yaptıgı balları alır. insan, bu balı vahşice alıyor diye, bu bal insan için yaratılmış olmaz.

ağaçların meyve vermesi konusun tam bilmiyorum ama eminim ki insan için yapmıyorlar, çünkü hiç insan bulunmayan yerlerdeki ağaçlar da meyve veriyor.

kısacası, doğada hiçbir şey insan için varolmuş değildir. herşey doğanın fiziksel ve kimyasal davranışları içinde cereyan eder. herşey normaldir, anormal olan hiçbirşey yok.

34- SORU: İnsanoğlu senin de bazı sorularda cevap verdiğin üzere son yüzyıllara gelinceye dek evrim teorisi ni bilmiyordu ne kaybetti veya evrimi kabul etse ne kazanacak?

CEVAP: öncelikle şunu söleyim, bilimsel bir gerçeklik varsa bunun bulunması lazım. önemli olan birşeyin kaybedilip kaybedilmediği değildir, önemli olan doğrunun açığa çıkarılmasıdır. üstelik olaya o açıdan bakarsan, hiçbirşeyin keşfedilmemesi lazım, insanlar boşuna mı araştımalra trilyonalr yatırıyorlar.

gelelim faydalarına

1-evrim fikrinden doalyı bazı bakterilerin vücutlarında daha önceden olmuş mutasyonları taşıdıkları ve bu mutasyonları daha sonradan onalra verilen antiboytiklere karşı direnç geni olarak kullanadıklarını biliyoruz. bunun için ali demirsoyun Kalıtım ve evrim kitabına bakınız. bu şekilde, bu bazı bakterilerin nasıl oluyor da antiboytiklere karşı koduklarını anlamış oluyoruz.

2-Evrim'e inanılması kutsal kitaplardaki yarataılış fikrini çökerttiğinden ateizmin benimsenmesi de kolay olacak, din denen saçmalıgın zararlarından kurtulunacaktır. bundan sonra benim siyasi tercihim olan sosyalizmin gelmesi sağlanacaktır. ne alaka diyorsanız, linkler bölümüne gidin ve ateizm ile sosyalizm sayfalarımı okuyun

35- DİNCİ: şimdi düşünelim... farzı muhal Allah yok? yok ne demekki?yok nedir? bir şeyin varlığından haberdar olman lazım ki yok tabirini kullanabilesin.... şey zaten vücudu olan demektir... vücudu olanın da varlığı, apaçık olacağına göre... şey'e yok demek abesle iştigaldir... evvet materyalist diyalektiğinin temel görüşü:maddenin sonsuzluğu.... maddenin ilk oluşu v.s. v.s. ve marksist darwinin dünya görüşüne göre şekillendirdiği,ve hiçbir zaman bulamadığı ara geçiş formlarıyla bezeli saçmalıkları... ne kadar komik değil mi? daha ara geçiş formlarını bulamadılar... gittiler bir balık fosiline yapıştılar,ellerinde kaldı... meğer o balık hala yaşıyomuş... vay be! yaşayan bir ara geçiş formu ne kadar komik? doğal seleksiyonmuş...ha ha... neymiş zürafanın boyu uzun olduğu için ağacın yüksek yerlerindeki yaprakları yemiş hayattakalmış diğerleri elenmiş... eğer bu yaklaşım bilimselse ben bilim ötesi bir insanım demekki??? sana bir soru: yıl m.s.620 Rum suresinin ilk dört ayeti iniyor.Ayetlerde genel olarak,bizansın 3-9 yıl içinde tekrar galip geleceğini hemde 'edna eld ard' tabiri kullanılarak dünyanın en alçak yerinde bu galibi yetin geleceğini belirtiyor.Ve müminlerin bundan mutlu olacağını söylüyor.Muhammed a.s. arabistandan hiç çıkmadı dikkat!! ve o esnada  bizans imp. çok zor durumda,bir çok devlet bizansı yıktı yıkacak ve devletin başında heraklüs var. Persler etrafa çok dehşet saçıyor.Persler ateşe tapıyorlar... Neyse Heraklüse karşı ülkede acaip bir tepki var Savaşmak için saraydaki altın eşyalar eritiliyor hatta kilisedeki gümüşler bronzlar eritilerek savaşa hazırlanılıyor Valiler isyn ediyor v.s. v.s. bir tarafta şaşalı bir pers imp. birtarafta saray soytarısına dönmüş bir bizans... ve yıl m.s.627 yer lut gölü yakınları ve rumlar yani bizans persleri yeniyor...Farzı muhal Allah yoksa Muhammed s.a.v. peygamber değildi... O zaman Kur'an kendi sözleri oluyor... Peki hiç arap yarımadasını çıkmamış ümmi(okumamış) ve dahi lut gölü civarının dünyanın en alçak yeri olduğu son yüzyıllarda keşfedilmişken o kitapta 'edna eld ard' ifadesi nasıl geçiyor edna elr ard arzın en alçak yeri demektir.... Cevabını hararetle bekliyorum. 

EVRİMCİ: 1-bak kardeşim, sen biraz uçmuşsun. sen git de önce bana varolduğunu kanıtla. birşeye kesin gözüyle bakılabilmesi için onun hem teorik hem praitk açıdan ispatı gerklidir. ben varım dersin, çünkü kendini görürsün(aslında gördüğünü sanırsın), ama teorik olarak ispatın nerede? yani, "düşünüyorum öyleyse varım" cümlesi o kadar da geçerli değildir. gördüklerimizin hepsi beynimizin ürettiği hayallerdir. aslında hiçbirşey göründüğü gibi değildir. neyse bu konu çok uazaycak, ama varlıgın yoklugun ne oldugunu bilmeden gelip de bana ykoluktan falan bahsetme.

ayrıca, bir kere bilim, tanrının var olmadığını söylemez, zira bunu tartışmaya gerek duymaz. çünkü bunu bir gereksiz varsayım olarak görür. napolyon, güneş sisteminin işleyişini kendisine anlatan laplace'a der ki: "peki, tüm bu sistemde tanrının parmağı ne". laplace cevap verir: "efendim o varsayıma gerek duymadım". gördüğün gibi eğer bazı şeyler, gerekli araştırma ve gözlem sonucunda elde edilen verilerle açıklanıyorsa neden gereksiz varsayımlara gerek duyulsun ki.eğer sen tanrı vardır diyorsan, senin bunu ispatlaman gerekir, bizim çürütmemiz gerekmez. zaten çürüttüğümüze de eminim ama her neyse.

2-bir ara geçiş formunun şuan yaşamaması diye bir kanun yoktur evrimde. . A bölgesinde kalan bu balık o bölgenin kosulları ve çeşitli mutasyonlar nedeniyle evrimleşerek baska bir canlıya dönüşebilirken B bölgesinde kalan aynı balık hiçbir değişikliğe ugramayabilir. o yüzden öyle dalga geçer gibi soru sorman ve kendi kendine gülmene gerek yok. gelgelelim ki, bu teoeri evrimin kendisine göre bebek sayılacak bir yaşta, izin ver de bırak biraz hata yapılabilsin. biz dediğimiz hiçbirşeye kesin demiyoruz ki. ama güvenilir gözüyle bakıyoruz. bilimin doğası linkinde bahsettiğim gibi. bilim tarihi, birşeye "işte bu budur" diyip de daha sonra onun o olmadığı birçok durumla karşılaşmıştır. ama bu insanlar en azaından fikir üretiyorlar, sizin gibi oturdugunuz yerden "işte bunu tanrı yaratmıstır" demiyorlar.

ayrıca, ara geçiş formlarınını bulunmadıgı yalandır, birçok ara geçiş formu vardır, bunları daha sonra belirteceğim. şimdi, bir de fosilleşme bölümünü okumanı öneririm, çünkü orda foislleşmenin ne kadar zor bir oaly oldugundan ve ara geçiş formları dahil herhangi bir fosilin bulunmasının ne kadar zor oldgundan bahsediyorum.

3-allahın işi gücü yok da bizansın yeniden geleceğini sölicek. ya böle saçmalıkları nerden cıkarıyosun. sözde tanrınızı bilmeden küçük düşürdüğünüzün farkında bile değilsiniz ey dinciler.

bu arada ben de hiç himalyalara gitmedim ama everestin orada oldugunu biliyorum, yani zavallı kardeşim benim, birşeyi bilmem için illa onun kaynagının bulundugu yere mi gitmem gerekir. muhammede de birileri söylemiştir o gölün özelliğini. sen bunları bırak ta git biraz da ateist sayfamı dolaş, kuranın çelişkilerini gör. linkler bölümünde adres var.

36- DİNCİ: Ben; 1 milyon yıl da geçse, 1 katirilyon yılda geçse değil bir canlının oluşacağına bir tükenmez kalemin bile oluşmayacağına inanmıyorum...Kimse de inandıramaz. Tanrının işine de kimse karışamaz.

EVRİMCİ: bak daha bikaç sene öncesine kadar, "anne rahmindekini en iyi o bilir" ayeti gereğince, insanlar, bebeğin cinsiyetinin ne olacağını kesinlikle bilinemeyeceğine inanıyorlardı, ama artık bu bugün ultrasonla biliniyor, hatta cinsiyeti bile belirlenebiliyor, gerekli kromozmlar değiştirilerek. demekki bu ayet böylece çürüdü. yani insan artık "sözde" tanrının işine karısabiliyor. bununla da kalmıyor, canlıları bir erkeğe ihtiyac duymadan kopyalayabiliyor. kafası olmayan kurbaga yaratabiliyor. gecen hafta okudugum bir makaleye göre ise, embriyoların kopyalanmasıyla yedek organlar üretilecek. tüm bunlar tanrının işine karışmak değil de nedir. Yine başka bir haberde ise erkeklerin de yüksek riski olmakla beraber çocuk doğurabileceğiyle ilgiliydi, bu da tanırının işine karışmak değil midir? insanlar ölüyor, elektroşok ile diriltiliyor. bu tanrının işine karışmak değil midir. şimdi bir de genom projesi çıktı. insanlar doğuştan istenildiği gibi programlanabilecek, sarısın bir çocuk istiyorum, uzun boylu olsun v.s denebilecek. ama bazı çevreler paniğe kapılıp hemen din adamlarına başvuruyor ve bunu yasaklattırıyor. yoksa din elden gidecek.

tüm bunlar olurken, sen daha 1500 sene önce yazılmıs, saçmalıklarla dolu, hiçbir bilimselliği olmayan bir kitabı mı savunuyorsun bana. merak etme, yakında ölümsüzlük de bulunacak(bunu rasgele söylemiyorum, bilimsel gelişmeleri takip ederek söylüyorum, öyle boş bir umu değil yani), insan yaratma da. işte sizi o zaman görücem

37- az önce Discovery Channel'da izledim, kör bir kadının gözüne bir çip yerleştriyorlar, kadın normal insan gibi olmasa da bazı şeyleri görüyor, bu çok yeni bir proje ve geliştirliyor. işte, adamlar siz dincilerin o çok övdüğünüz, tanrıdan başkasının yaratamayacağı dediğiniz gözün en önemli kısmı olan retinanın işlevini yerine getire çipi yaptılar. ki bu çip manyetik dalgaları da X ışınları da görebilecek şekilde ayarlanabilmektedir. yaaa işte böle dinci kardeşler, duyun bilimin ayak seslerini, ama korkarım ki paniğe kapılan dinci çevreler bu tür gelişmeleri de yasaklattıracaktır. ama benim gibi ateistlere bu dinleri yıkmadan rahat lafı olmayacaktır. çünkü insanoğlu dinler yüzünden birçok şey kaybetmiştir, artık bu kayıplara dur demek istiyoruz.

pek yakında olasılık hesapları ile evrim teorsini çürütmeye çalışan zavallılara yanıt vericem. bir iki matematikçiden duydukları formüllerle karşıma geçip bana birşeylerin oalsılıgını gösteren bu insanlara cevabını yakında vericem. ondan sonra da ABD'ye gidiyorum, bir süre sayfayı güncelleyemicem. ama yeni iki link koydum, bu linklerde ana sayfada bahdettiğim kitaptaki konuların cogunu bulabilrisiniz. şimdilik sorularımızı burda kesiyor, size iyi günler diliyorum.

ANA SAYFA